ATAYURT NESİN MATEMATİK KÖYÜ’NDE…

05.05.2015

“MATEMATİKSEL OLARAKGÖSTERİLEMEYEN HİÇBİR ARAŞTIRMA GERÇEK BİLİM SAYILAMAZ”

LEONARDO DA VİNCİ

ATAYURT NESİN MATEMATİK KÖYÜ’NDE…

Matematiksel zekanın hemen hemen herkeste eşit olduğuna inanıyoruz. Başarısızlık korkusu ortadan kaldırılırsa ve gence probleme yoğunlaşabilme imkanı tanınırsa, herkesin matematiği sevebileceğine inanıyoruz. Matematikte önemli olan problem çözmek değil, problemi anlayabilmektir. Her matematikçinin çözemediği problem sayısı çözebildiğinden çok daha fazladır.

Bilindiği üzere, matematik dersi genel olarak öğrencilerin korkulu rüyasıdır ve birçok öğrenci matematikte başarısızdır. Oysa matematiksel düşünebilme, soyutlama, çıkarım yapma, sonuçları öngörme, modelleme ve planlama becerileri çağdaş insan için mutlak gereksinimlerdir.

Matematik Köyü’nde bu iki engeli (korkuyu ve yoğunlaşmayı engelleyici unsurları) ortadan kaldırmak temel amaçtır. Matematik köyü temel amacını paylaşan ÖZEL ATAYURT ANADOLU/FEN LİSESİ beş yıldır sürdürdüğü proje kapsamında 51 öğrenci ile NESİN MATEMATİK KÖYÜnde üç günlük matematik programına katılmışlardır.

Nesin Matematik Köyü Şirince Köyünün (İzmir-Selçuk) 1km uzağında, dağ başında ve mutlak bir ıssızlık içinde, yemyeşil bir ortamda, 7’den 70’e herkesin (her köylünün!) her seviyede matematik yaptığı, öğrendiği, öğrettiği ve düşündüğü, Nesin Vakfı’na ait 30 dönümü zeytinlik olmak üzere toplam 55 dönümlük bir köy.


MATEMATİK KÖYÜ GÜNCELERİNDEN ÖRNEKLER:

Şirince’ye gelirken benim de arkadaşlarım gibi tek düşünebildiğim okuldan ve Eskişehir’in kasvetinden uzak, üç günlük bir tatildi. Şirince’ye önceki ziyaretlerime dayanarak bu şehirden uzak, küçük bölgede çok eğleneceğimizi tahmin edebiliyordum. Fakat bunların yanında matematiğe bakış açımın değişeceğini tahmin etmiş miydim ? Hayır. Bu kapısından girildiği andan itibaren her yanı keşfedilmeyi bekleyen, yeşilliğin ortasındaki sevimli köyün hayran kalınacak kütüphanesinde Ali Nesin bize düşünmeyi öğretti.

Ali Nesin’le ikişer saatlik iki ders yaptık ve bu iki derste gerek sorduğu sorularla gerek soruya verdiğimiz cevapla yetinmeyip kanıt istemesiyle düşünme gücümüzün sınırlarını zorladığını söyleyebilirim. Açıkçası okullarda basmakalıp bilgileri önümüze dayayarak verilen matematik derslerine bu kadar eleştirel yaklaşması bizi de sorgulamaya yöneltti.

Bir de işin gezip eğlenme kısmı var. Şirince Köyü gerçekten de kıyamet kopsa ölmeden önce görmek isteyeceğiniz son yer. Bir de arkadaşlarımızla beraber olunca çok daha eğlenceli oluyor.

Uzun lafın kısası, harika bir deneyimdi!

Not: Köyün yemekleri de çok güzel !

Öyküm GÜLTAŞ ”


Aslında bu tür yazılarda çoğu kişi her zaman sonsuz övgülerle dolu, süslü cümleler kurar. Bunun samimi olup olmadığını yazıdan ziyade verdiği histen anlarsınız. İşte birazdan yazacaklarım umarım size bu hissi verir çünkü ben gerçekten hissettiğim duyguları dile getiren bir insanım.

Öncelikle köye gelmeden önceki beklentilerimiz bizim için önemli olan, buraya gelmeden önce kendinizi ve beyninizi hangi beklentilere soktuysanız size verilen istediğiniz kadar çok olsun sizin aldığınız size bağlıdır.

Köye ilk geldiğimizde bize verilen ilk mesaj “ kendi sorumluluğunuzu kendiniz halledin” mesajı oldu. Bu kişisel gelişimimiz için çok az ve kısa da olsa güzel bir deneyim oldu.

Durmam gereken ikinci bir nokta da derslerin işlenme şekli. Ali Nesin’i gördüğümde aklıma gelen ilk isim Aziz Nesin oldu. Onun vasiyet ettiği bir köyde bulunmak beni daha da gururlandırdı. Derslerde bize ders vermekten ziyade nasıl düşünmemizi, düşünmemizin istendiğini fark ettim. Bu gerçekten çok etkileyici oldu benim için. Hatta sık sık okuldaki matematik derslerimiz bu şekilde işlense her olaya bakış açımız ne kadar mantıklı olurdu diye iç geçirdim. Fakat değinmem gereken başka bir nokta da Ali Nesin hocamız bize soru sorduğunda minik bir ipucu yakaladığımız an bizi grup halinde kenara çekmesi, bu da demek oluyor ki köyde “bireysellik”ten ziyade “birlik” var. Bu günümüz insanının taşıdığı bencil duyguları yıkmak için ilaç niteliğinde bir yöntem. Bugün köyde son gecemiz ve ayrılmak istemiyoruz. Fakat bu köyün büyüsünden mi yoksa okula döneceğimiz için mi kestiremedim.

Aslolanın okula gidecek olmamız değil de bu öğrenme biçimini geç bulup erken kaybetmemizden kaynaklı bir endişe taşıdığımızı düşünüyorum.

Kısacası Ali Nesin Matematik Köyü’ne gelişimiz tabi ki gezilerle ve anılarla güzel ve eğlenceliydi ama beni düşündüren nasıl öğrenmem gerektiğini öğrenmeye karar vermem gerektiğini anlamamdı. Son olarak Ülker Hocama ve bize eşlik edip her anımızda yanımızda olan hocalarımıza da teşekkür etmek istiyorum. Bizi hem eğlendirdiler hem de gerektiğinde sıkı bir disipline soktular. Bence köyde kaldığımız sürecin özetini yapan cümle “Düşünüyorum öyleyse varım!!!”

Ece SABAHÇI ”

 

Sevgili Şirince Ekibi,

Bizim için çok güzel bir deneyimdi ve bize çok şey kattı. Matematiğin yanı sıra kurbağaca konuşmayı, hızlı bir biçimde böcek öldürmeyi, duşta birileri varken çığlık çığlığa kapıda beklemeyi, kedilere yemek vermemeyi yoksa masaya çıktıklarını, yeri geldiğinde çok güzel itirafların yapıldığını, gül satan çingenelere  çiçek alerjin olduğunu söylemeyi öğrendik. Ya da Şirince’de satılan karadutlu her şeyin güzel olduğunu öğrendik.

Ali Nesin bize matematiğin eğlenceli olduğunu ve ezber değil mantık işi olduğunu öğretti. Keşke hep öyle matematik dersi alsaydık…

Sevgiler,

Melek TİFTİK, Serenay SÜTÇÜ, Bircesu AKYILDIZ, Ege Berk YILDIRIM, Ayda KURT


Değerli Hocalarım ve itiraf.com üyeleri,

Buraya gelmeden önce burası hakkında alışılmışın dışında hiçbir fikrim yoktu. Fakat geldiğimizde kendimi Amish köylerinde gibi hissettim. İlerki günde ise buranın en belirgin özelliğinin sıfır teknoloji olması değil, doğallık ve çevrecilik olduğunu fark ettim.İnsanlar günlük hayatta doğal olarak karşıladığı, yaptıkları çevre kirliliğine Şirince’de kendiliğinden oluşan bir içgüdü ile önem vermeye başlıyorlar.

Bir konuya daha değinmek istiyorum. Yemek yedikten sonra bulaşıklarımızı lavaboya bırakırken normalde yani herhangi bir lokantada ne yaptığı konusunda düşünmediğimiz bulaşıkçılara, burada “kolay gelsin” diyoruz. Bu da bize bazı şeylerde farkındalık kazandırıyor.

Yiğithan ÇOKAYGİL


Bir seyahat defteri oluşturulduğunu son gün Eskişehir’e dönerken öğrenmiş olduğumdan başta Ülker Hoca olmak üzere tüm gezi arkadaşlarıma sitemlerimi iletiyorum.

Zaten matematikten haz etmeyen biri olarak üç gün süren bu programa katılmadan önceki düşüncelerim Ali Nesin’in ilk günden çıkıp tahtalarca, tek satırını bile anlamayacağım ileri düzey matematik formülleri karalayacağı ve sonra da tüm kaprisiyle oturup bizi anlamadığımız için eleştirel bakışlarla süzeceğiydi. İlk ders için sıraya oturduğumda derin bir nefes aldım ve benim için tam bir ızdırap demek olan iki saatlik matematik dersine girmeye hazırlandım. Ama karşıma hayatımda görüp görebileceğim en sevecen, entelektüel olduğu kadar alçakgönüllü, karşısındakine öğretmeye, anlatmaya aç, tonton mu tonton bir adam çıktı ve her matematik dersinden önce kafamı duvarlara vuran ben 10 dakika sonra kendimi bir şeyler bulmaya çalışırken, matematikten zevk alırken buldum. Sadece başka bir şehirde güzel zaman geçirmek, gezmek için geldiğim İzmir’de kısa sürede dersler benim için önceliği oluşturmaya başladı. Sırf dersi sevmediğim için tüm umudumu ve ilişiğimi kestiğim bir bilim dalıyla tekrardan tanıştım bu program sayesinde. Okulda bize verileni direkt olarak almayı alışkanlık haline getirdiğimizden farklı düşünemediğimizi, belli kalıpların dışına çıkamadığımızı fark ettim.

Dersler sırasında cevabı bulmamıza rağmen Ali Nesin’den sürekli olarak “Neden?” sorusunu almamızdaki, bizden durmaksızın kanıt istemesindeki amacın da bize düşünmeyi öğretmek olduğunu varsayıyorum. Kısacası eleştirmeyi, sorgulamayı, fikir sahibi olmayı öğretmiş, son derste de güzel bir hayat dersi verip eve yollamıştır bizi Ali Nesin. Hızlı ama güzel, beklentilerimin fazlasıyla üstünde kalan bir deneyimdi. Ayrıca sevgili Bol Kepçe Restaurant çalışanları 3 gün boyunca bize enfes yemekler sundular. Üzerimize atlayıp peynirlerimizi çalan belalı kedilere rağmen herkesin karnı bir güzel doydu.

Geceleri toplanıp da bağıra bağıra şarkı söylediğim, serviste göbek attığım arkadaşlar ve öğretmenlerle birleşince pek de güzel oldu bu gezi J

Asrın Şevval AKTAŞ ”